4 Ekim 2007 Perşembe

Bizden Görüntüler

Ümit ÜNAL'dan Festival Jürisine Açık Mektup

Yönetmen Ümit ÜNAL, son filmi "ARA" nın Antalya Film Festivali ön jürisi tarafından elenmesine tepki gösterdi. Ön jürinin kimliği ve eleme kriterlerinin belli olmamasına yapılan eleştirilere başka sinemacılardan da destek geldi. Ünal, festivalin ana jürisini yazdığı açık mektupta bu duruma tepki vermeye çağırdı.


44. Altin Portakal Film Festivali Juri uyelerine açık mektup:

Sayın Jüri Üyeleri,
Festivalinizde yarışmak üzere başvuran ARA adlı filmim kimlikleri, sayilari, kriterleri, filmleri nasil degerlendirdikleri gizli tutulan bir "on juri" tarafindan yine gizli tutulan bir gerekceyle ve yine gizli tutulan 20 kusur filmle birlikte elendi. Basinda ve TV'de yaptigim acik itirazlar sonucu cika cika karsimiza elestirmen Atilla Dorsay cikarildi. Gizli isimlerden biri oymus. Kendisine neden jurinin basvuru oncesi aciklanmadigi, gizli tutuldugu soruldugunda Dorsay dunyanin her festivalinde, mesela Cannes'da da on eleme oldugu cevabini verdi. Sorunun cevabi bu degil. Her festivalde on eleme vardir ama ismi belirli kisiler festivalleri yonetir ve secimleri yaparlar. Filminizi yollarken kime yolladiginizi bilir, karanlik bir kuyuya atar gibi basvuru yapmazsiniz. Dorsay belli bir sinema anlayisini temsil eden, cogu zaman o anlayisla da tutarli olmayacak seyler yazan bir elestirmen. Yazdiklarinin cogunu en hafifinden hicap duyarak okurum ve eger bu yarismanin "ön" jurisinde Dorsay'in temsil ettigi anlayisin oldugunu bilseydim filmimi asla yollamazdim. Antalya, Sayin Dorsay'i "baş danisman" olarak haketmek icin ne yaptigini kendi bilir. Sayin juri uyeleri, ben filmimi size yolladim. Sizin degerlendirmenize sundum. Fakat arada, tamamen karanlikta, o ana kadar orada olduklarini bilmedigim bir takim insanlar filmimi el cabuklugu marifet kaybettiler ve size ulasmasini engellediler. Boyle bir sey olur mu? Elenen diger 20 filme kefil olamam. Hangi filmler olduklarini bilmiyorum. Ama ne ben ne de filmim bu uygulamaya layik degiliz, onu biliyorum. Yaptigim butun itirazlar, Tursak tarafinda Dorsay'in temsil ettigi korkunc bir piskinlikle karsilaniyor. Beni filmi begenilmedigi icin mizikcilik yapan kaprisli sanatci konumunda gostermek istiyorlar. Ön jurinin bilindigini soyluyorlar, "bilmiyorsa onun sucu" diyorlar. Göz göre göre bu festivali yapacaklar, yuklu para odulleri dagitacaklar ve icleri rahat edebilecek. Sizin edecek mi sayin juri uyeleri? Benim bu adamlarin hepsini "ilahi adalet"e havale etmekten ve derdime yanmaktan baska yapacak bir seyim yok. Ama su an bu gidise dur diyebilecek tek yetkili sizsiniz. Tum filmleri gormek ve kendi degerlendirmenizi yapmak istemeyecek misiniz? Dorsay'in temsil ettigi sinema anlayisinin festivali ve jurinizi rehin almasina izin verecek misiniz? Bu konuda merakiniz, degistirme cabaniz, israriniz olacak mi? Ben filmimin kurban edilmesine kizginim evet ama koskoca Altin Portakal'in hala bu piskin, "ben yaptim oldu"cu anlayisin elinde oyuncak olabilmesine daha cok kizginim. Bu festival bu haliyle yapilirsa bence buyuk bir zan altinda, buyuk bir haksizligin golgesinde yapilacak. Sizin de icinde oldugunuz Türk Sinemasi'na bir hakaret olacak. Bu noktada son sozu sizlere birakiyorum, bir daha bu konuda soz almayacagim.


Saygilarimla.


Ümit ÜNAL

ÖN JÜRİ HAKKINDA AKLA ZARAR SORULAR















Karikatür:Atay SÖZER


Altın Portakal Festivali'nin ön jürisiyle ilgili tartışmalar sürüyor, yetkililer net bir açıklama yapmadıkları için akla türlü çeşitli sorular geliyor, işte onlardan birkaçı.


1- 20 kişi civarında bir jüri varmış ama bunların kimlikleri saklı tutuluyormuş, kedileri bile diğer üyeleri bilmiyormuş... Peki bu kişiler festival filmlerini nasıl izlediler?

2-Filmlerin çoğu gösterime festivalden sonra girecek dolayısıyla önceden izlemiş olmazlar... Bazı filmler son dakikada teslim edilmiş (Eylül ortası)… Yaklaşık 30 filme yakın katılım olduğu söyleniyor, bu kadar kısa sürede bu filmler izlenmiş olabilir mi?

3-Jüri birbirini tanımadığına göre toplu izleme mümkün değil... O zaman ayrı ayrı izlediler; peki ama nasıl ve ne koşullarda izlediler ?

4-20 kişilik jüri için 30'a yakın filmden 30'a yakın kopya (cd veya bant) mı hazırlandı ?
Böyle bir şey olduysa bu kopyalar ne şekilde teslim edildi ? Daha vizyona çıkmamış bir filmin kopyalarının bu şekilde ortalarda dolaşması ne kadar doğru? Bu kopyaların korsanların eline geçmeme garantisi var mı?

5-Bu 20 kişinin 30'a yakın filmi tek tek izlemesi size inandırıcı geliyor mu? Eğer belli bir yere çağırılıp izledilerse ortaya başka bir soru çıkıyor, bir üyenin günde iki film izlediğini varsayarsak bütün filmleri 15 günde tamamlaması gerekiyor. 20 üye için bu işlem tekrarlandıysa 300 gün gerekiyor ki festival yönetimin bunu yapacağını düşünmek onların zekâsına yapılacak bir hakaret olur.
Demek ki jüri üyelerine bu kopyalar verilmiş (belki de hiç verilmemiştir !!! )

6-Jüri üyeleri bazı filmleri hiç izlemeden karar vermiş olamaz mı? Zaten kararlarını da merkeze postayla yollamışlar... İzlemeyip de izledim durumu olamaz mı? Bu durumu denetleyen biri var mı?

7-Jürinin birbirinden etkilenmesin diye başlangıçta gizli tutulduğunu kabul etsek bile karardan sonra neden açıklanmadı?

8-Acaba jüri sadece tek kişiden mi oluşuyor? (Ama kişilik bölünmesi olduğundan kendini 20 ayrı kişi zannediyor?)


9-Uluslararası festival hayalleri kuran, Coppollaları getiren bir organizasyon için çok alaturka bir sistem değil mi?

10-Bu akla zarar soruları yanıtlayacak birileri var mı?