9 Mayıs 2008 Cuma

SENDER, ASGARİ SENARYO BEDELLERİNİ BELİRLEDİ


2008 YILI ASGARİ SENARYO TELİF BEDELLERİ

Senaryo Yazarları Derneği, Sinema'da senaryo yazarı, yönetmen, kompozitör ve proje tasarımcılığını üstlenen yapımcının, çizgi üstü karar vericiler olarak işbirliğinin temel tarafı (partner) olduğunu, ulusal sinemamızın kaderini belirlemekte bu işbirliğinin ve diyaloğun belirleyeci bir rolü olacağını kabul ve ilan eder.
Bu bakış çerçevesinde tek taraflı ilan edilen bütün taleplerin ve uygulamaların yapıcı bir diyalog süreci içinde bütün tarafları mutlu edecek biçimlere ulaşacağını öngörür.
Bütün senaryo yazarlarına (yada senaryo grubu) bütün çalışmalarında hem kendi aralarında hem de yapımcılarla kontrat yapmalarını ve kontrat yaparken sender hukuk bürosunun hazırladığı tip sözleşmelerini kullanmalarını önemle tavsiye eder.

TV Film ve Dizileri;

Fikri Mülkiyet Hakları Yasası temelinde gerçekleştirilen yapıma "fikri sermayesiyle" katılan eser sahiplerinden saklanmaması gerektiği halde, yapım firmaları genellikle "ticari sır" olduğu gerekçesiyle kanallarla yaptıkları anlaşmaları eser sahiplerine açıklamamaktadır.
TV dizilerinde kanallar yapımcılara rating/share primi uygulaması yapmaktadır. Böyle durumlarda dizi yüksek rating/share almaya başladığında yapımcı dizi önemli bir ek gelir sağlamaktadır. Senaryo Yazarlarının kontratlarında bu gelirden de asgari %5 talep etmeye hakları vardır.
Senaryo Yazarları her yapımda yapımcılara Senaryo Bütçesi tanımlanırken bütçelerine telif payı dışında ayrıca bir proje geliştirme bütçe payı koymalarının projenin kalitesi ve geleceği için ortak çıkar olduğunu ısrarla hatırlatmalarında yarar görmekteyiz. (Proje geliştirme bütçesi şu kalemlerden oluşabilir. Araştırma çalışmaları için yapılacak masraflar, yolculuklar, bilgi ve kitap satın almalar, danışman istihdamları, senaryo geliştirme hizmet bedelleri, script doctoring, vb.)

Senaryo Yazarının TV dizilerinde bölüm başına alması gereken asgari telif payı yapım bütçesinin net % 5'idir.
Senaryo Yazarı (gurubu) gerçek rakamları bilmediği veya kendisine açıklanan rakamın gerçekliğinden kuşku duyduğu veya belgelenemediği koşulda senaryo gurubu toplam telif payı olarak;
Dizi filmlerde bölüm başı asgari net, 15 Bin YTL,
TV Filmlerinde ise asgari net, 20 Bin YTL talep etmelidirler
.

Sinema Filmleri İçin;
Sinema Filmlerinin gelirleri farklı mecralarda farklı biçimlerde oluşmaktadır. Bu nedenle senaryo yazarlarının anlaşmalarının iç pazara dönük üretilen dizi filmlerden farklı olması gereklidir. Sinema filmleri filmleri bütün dünyada belirli standart meralarda farklı gelirler elde ederler. ilk olarak ulusal pazarda ölçülebilen bir bilet geliri elde etmektedir. İkinci aşamada eğer satılırsa uluslar arası sinema gösterimlerinden yine ölçülebilen bir gelir elde etmektedir. Üçüncü olarak DVD/VCD satışları gelmektedir. Son olarak da TV satışları söz konusu olmaktadır. kimi zaman TV satışı önceden yapılmakta ve Yapımcı tarafından finans bütçesi içinde kullanılmaktadır. Uluslar arası sinema endüstrisinde Eser sahipleri söz konusu bütün mecralarda ayrı ayrı paylar talep etmektedir. Bu paylar Avrupa bütçeleriyle ortalama %5, HollyWood bütçeleriyle % 10'u bulmaktadır.

Türkiye Senaryo Yazarlarının sinema filmlerinde talep etmesi gereken asgari senaryo telif payı, filmin yukardaki mecralarda elde edeceği toplam brüt gelirlerinin asgari % 5'i olarak kabul edilmelidir.

Brüt gelir üzerinden pay talep etmek ülkemizdeki sinema yapım geleneği açısından yeni yeni kavranılan bir yaklaşımdır. Bu konu yapımcılar tarafından yakın zamanlarda "kardan pay" olarak önerilmeye başlamıştır. Oysa "Kardan pay" Türkiye'deki maliye ve muhasebe düzeni içinde tam da yapımcının ticari mahremiyetini 3. kişilerle paylaşmasını zorunlu kılacak bir çözümdür. Oysa uluslar arası sinema, müzik ve yayıncılık sektörlerinde geçerli olan "brüt gelirden pay" yaklaşımı, ülkemizde de müzik ve yayıncılık sektörleri tarafından uzun süredir uygulanmaktadır.
Senaryo Yazarları yapım bütçesiyle ilgili gerçek rakamları bilmediği veya kendisine açıklanan rakamın gerçekliğinden kuşku duyduğu ve %5'ini hesaplayamadığı koşulda senaryo yazım bedeli olarak asgari net bir rakam talep etmelidir. Biz bu rakamın 75 Bin YTL olarak ilan edilmesini uygun buluyoruz.
Senaryo Yazarları her yapımda yapımcılara Senaryo Bütçesi tanımlanırken bütçelerine telif payı dışında ayrıca bir proje geliştirme bütçe payı koymalarının projenin kalitesi ve geleceği için ortak çıkar olduğunu ısrarla hatırlatmalarında yarar görmekteyiz.
Proje geliştirme bütçesi şu kalemlerden oluşabilir.: Araştırma çalışmaları için yapılacak masraflar, yolculuklar, bilgi ve kitap satın almalar, danışman istihdamları, senaryo geliştirme danışmanlık (script doctoring) hizmet bedelleri vb.

9 Nisan 2008 Çarşamba

FRANSA'DA TV DİZİ FORMATLARI

FRANSA’DA TELEVİZYON DİZİLERİ FORMATLARI
Sedef ECER

Malumunuz, bugünlerde senaristleri çok meşgul eden bir konu var: Dizi formatları. SENDER bana Fransa’daki durumu sordu, ben de şöyle bir özet derledim:
Fransa’da televizyon dizilerinde 52 dakikalık Amerikan formatına geçiş doğrusu biraz güç oldu. Ne de olsa sinema formatı kültüne inanan ve televizyonu küçük gören senaristlerin memleketiydi burası. Ve elbette ki 52 dakikaya geçiş, burada derhal 90 dakikalık filmlerin sonu anlamına gelmedi. Şimdi herkes hemfikir ki, iki formatta da çalışmak mümkün. Asıl sorun parada. Aynı bütçeye daha uzun film çektirmek, kanalların işine geliyor elbette. Ve genellikle belli bir prestiji olan yazarlar, kanallarından arzu ettikleri formatı “koparatabiliyorlar.”
Bu tip ortak kararları alan komisyonlarda senaristlerin olması çok önem taşıyor. Yani sektörde, televizyonlarda ve yapım şirketlerinde anahtar mevkilerde, karar verme mekanizmalarında muhakkak bir kaç senarist bulunmalı ve her ülkede konjonktüre göre kararlar alınmalı.
Hiç bir zaman Amerikalıların finans kapasitesine ulaşmak mümkün olmasa da Fransa’da yine de prime time, day time ve access prime time kuşaklarında mümkün olduğu kadar çok “fiction” yayınlanmasına çalışıldı. Akşamları üçüncü bir kuşak olmasının endüstriye yararlı olduğu konusunda herkes hemfikir.

52 dakikalık formata geçiş süreci Fransa’da bizdeki süreçten çok farklı. Türk yazarlar zaten hali hazırda varolan dizi yazarlığı sisteminde, sadece süreyi kısaltma savaşını vermekteler. Oysa Fransa’da bu, tamamen sistem değişikliği gibi algılandı çünkü “yönetmen filmi” kavramından vazgeçilmesinden korkuldu. 52 dakikalık formata geçilmesiyle Fransız televiyon yazarlığında büyük değişiklikler oldu, bunların en önemlisi de kollektif yazarlığa geçişti. Tamamen yazar yönetmenliği üzerine kurulmuş bir kültürde, ortak yazı atölyelerinin kurulması Paris’te gerçek bir devrim yarattı.

Kollektif yazarlık meselesine de şöyle bakıyor buradaki senaristler: Yapımcı, farklı ufuklardan gelen çeşitli yazarları bir araya getirmeden önce projesi hakkında, yani neyi, nasıl, kaç paraya anlatmak istediği hakkında iyi düşünmeli.
Dizinin ana konusunu tespit etmek ve ilk bölümü yazmak için genellikle yazarları bir araya getirmeye lüzum yok, nasıl bir prototip ürün için 20 tane mühendis gerekmiyorsa, aynı şekilde konsept ve ilk bölüm yazarken de tek bir yazar yeterlidir hatta daha sağlıklıdır çünkü net ve kesin bir anafikri savunacak kişi odur.
Toplu yazma macerasının daha ucuza geleceğini zanneden yapımcılar yanılıyorlar çünkü sonuçta her yazarın çalışma süresi bölünmüyor. Bir de buna çok uzun tartışma süreleri ekleniyor.
52 dakikalık formata geçişle birlikte, Fransa’da “sanatsal yapımcı” kavramı doğduğuna dikkat çekiliyor: Eskiden 90 dakikalık hikayeyi tasarlayan ve çoğu kez yazan bir yönetmen tipi vardı, oysa şimdi önce yazar sonra da yönetmen var. Yani yapımcı bu ikisinin ortasında yer alıyor ve hikayenin yazardan yönetmene geçişinde projeye sanatsal anlamda refakat edecek donanıma sahip olmak zorunda. Artık yapımcılar okuma provalarına katılıyorlar, öyküyü iyi bilip kasting konusunda fikir yürütüyorlar, senaristleri yönlendiriyorlar.
Yani yapımcının, Amerikalıların “show runner” dedikleri rolü oynaması sözkonusu ki, bu Fransız geleneklerinden çok farklı. 26 dakikalık dizilerde de durum farklı. Daha dinamik, daha kalabalık ekipler var. Yazar sayısı, bir hikaye ekibi, bir de diyalog ekibi olmak üzere 25 yazara kadar çıkabiliyor ve yılda 120 bölüm hazırlanabiliyor.
Başyazarın altındaki iki yazar, hikaye ve diyalog ekiplerini yönetiyor. Hikaye ekibi haftada 26 dakikalık 5 bölüm yazıyor. Bölümlerin kısa ve net yazılması önem taşıyor. Diyalog ekibi de 3 taslak yazıyor, haftada tek toplantı yapıyor.
Bir de çok kısa formatlar, her akşam beş dakikalık bir skeç gibi, orada da her projenin ayrı bir öyküsü olduğunu görmek mümkün.

Bitmez tükenmez reklamlarla kesilen bitmez tükenmez dizilerin memleketi Türkiye’de bakalım durum ne olacak?

İlkbaharın klavyelerinize ilham getirmesi dileğiyle…

29 Mart 2008 Cumartesi

"SİNEBİR" SENARYOLARINIZI TASDİK EDİYOR


SİNEBİR” SENARYO TASDİKLERİNE DEVAM EDİYOR

Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği “SİNEBİR” eserlerin mali ve manevi haklarını takip etme yanında senaryoları tasdiklime çalışmalarına devam etmektedir.Birçok arkadaşımız gerek senaryo, gerek projelerini onaylatmak konusunda zorluk çektiğini bilmekteyiz. Noter onayı sayfa başına yapıldığından oldukça yüksek bir fatura çıkmakta, arkadaşlarımızı da alternatif yollar aramaya mecbur etmektedir.Yarı resmi nitelikte bir meslek kuruluşu olan SİNEBİR’in yaptığı onaylar tıpkı noter onayı gibi mahkemelerde kabul edilmektedir.Eserleriniz damgalanarak bir zarf içinde saklanmakta eser sahibine de bu durumu gösteren bir belge verilmektedir.
ÜCRETLENDİRME


PROJE (Öykü, sinopsis, karakterler)…. 20 YTL (20 sayfaya kadar)
SENARYO……………………………...............50 YTL




SİNEBİR
Ergenekon Cad Ahmetbey Plaza No:12 Kat:5 Pangaltı

(Ramada Otel karşısı)